Bursa, lojistik sektörünün yeni gözdesi oldu

Lojistik sektörü rotasını dış ticaret hacminin yanı sıra hızlı tren ve otoyol projeleriyle stratejik önemi artan Bursa’ya çevirdi. 2 yılda 71 yeni aktörün eklendiği sektörde rekabet had safhada

BURSA -Hızla büyüyen global lojistik sektörü, Türkiye’de üs haline getirdiği İstanbul’dan üretimin ve sanayinin yoğun olduğu bölgelere kaymaya başladı. Otomotiv, tekstil, makine ve gıda sektörleriyle ön plana çıkan Bursa, lojistik sektörünün yeni gözdeleri arasında yerini aldı. Kentin cazibesi; limanları, hızlı tren ve otoyol projeleriyle daha da artarken, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda (BTSO) 2012 yılında bin 13 olan lojistik ve taşımacılık sektöründeki firma ve şubelere ait üye sayısı son iki yılda 71 yeni üye ile bin 84’e ulaştı. Lojistik taşımacılıkta merkez konuma gelmeyi hedefl eyen Bursa’da, BTSO liderliğinde yürütülen Lojistik Köy Projesi kapsamında Lojistik Zirvesi hazırlığı da yapılıyor. Bursa’nın lojistik açıdan stratejik bir konuma geldiği görüşünde birleşen sektör temsilcileri, kentte faaliyet gösteren firma sayısının hızla arttığına ve bunun da rekabeti kızıştırdığına dikkati çekiyor.

Bursa’ya ilginin artarak büyüdüğünün altını çizen Sittnak AŞ Proje ve İş Geliştirme Müdürü Mustafa Yazıcı, bunun sebebini lojistik sektörü cirosunun yüzde 30-40’ının bölge firmaları tarafından oluşturulmasına bağladı. Bursa’daki oluşumun şubeleşme ile yaygınlaştığını belirten Yacızı, “Bursa, hava ulaşımı hariç deniz ve kara ulaşımında özellikle Doğu ve Güney Marmara ile İç Anadolu bölgelerine köprü görevi görmeye başladı. Yakın zamanda demiryolu ulaşımının da geleceği düşünülürse lojistik açısından stratejik bir konuma geliyor. Bursa’da yerleşik otomotiv ana ve yan sanayi firmaları çoğunlukta. Otomotiv sektörü stok maliyetleri çok pahalı olduğu için çok hızlı hareket kaabiliyeti istiyor. Lojistik firmaları istenilen bu hızlı hareket kabiliyetini yakaladıkları ölçüde kendilerini geliştirebiliyor. Bu açıdan Bursa firmaları lojistik sektörü açısından hayati önem arz ediyor” diye konuştu.

Türkiye’de lojistik sektöründe oyuncu sayısının olması gerekenin çok üzerinde seyrettiğine işaret eden Yazıcı, bu nedenle anormal bir rekabetin söz konusu olduğunu savundu.

‘İlgiye paralel pazar payında daralma yaşanıyor’ 

Bursa’ya artan ilgiye paralel olarak pazar payında daralma yaşandığının bilgisini veren Ekol Lojistik Güney Marmara Bölge Müdürü Tülay Gül, kentteki potansiyeli fark etmeyip bugüne kadar yatırım yapmayan firmaların son dönemde atağa kalktığını bildirdi. “Bursa, sanayi anlamında yakın zamana kadar İstanbul’un gölgesinde kalmış bir şehrimizdi” diyen Gül, “Otomotivde tabiri caizse İstanbul’u sollamasıyla, firmaların ilgisini çekmeye başladı. Lojistik açıdan altyapısı gelişmiş Bursa’nın, gelecekte ekonomisinin daha da gelişim göstermesiyle, lojistik üs olacağını öngörüyoruz” diye konuştu. Ekol olarak 1996 yılında Bursa’nın potansiyelini görerek yatırım yaptıklarını ve müşterileri ile ciddi diyalog ve güvene dayalı uzun soluklu işbirliklerini devam ettirdiklerini vurgulayan Gül, bölgedeki rekabet artışını aynı zamanda kalitenin yükselmesi anlamına geldiğinden olumlu bulduklarını belirtti.

‘Artan dış ticaret hacmi kenti ilgi odağı yaptı’

‘Artan dış ticaret hacmi kenti ilgi odağı yaptı’ DHL Global Forwarding Güney Marmara Bölge Müdürü Serkan Timur, Türkiye’nin dış ticaretine bakıldığında, Bursa’nın ihraç payı ile üçüncü sırada yer aldığını söyledi. “Özellikle bölgede otomotiv sektörüne yapılan yatırımlar nedeniyle beklentimiz, ihracat hacminin artması ve Bursa’nın 10 yıl içinde İstanbul’dan sonra ihracat hacmi ile ikinci sıraya gelmesi yönünde” diyen Timur, bölgede artan dış ticaret hacminin uzun vadeli planlar doğrultusunda lojistik firmaları için ilgi odağı haline geldiğini vurguladı. Gemlik limanlarının son 10 yılda yatırımlar sayesinde kapasite ve teknolojik altyapı kullanımı anlamında büyük gelişim gösterdiğine dikkati çeken Timur, “Bursa ve çevresinde ihracat yapan firmaların deniz taşımacılığında alternatif servis kullanma ve müşterilerine daha kısa sürelerde sevkiyat yapabilme imkanları önemli ölçüde arttı. Bu da yatırımcılar için bölgemizi daha cazip hale getirdi” dedi.

Taşımaların Yüzde 32’si Karayolu ile Gerçekleşti

84235150

Karayolu taşımacılığı en basit şekilde insan ve yüklerin karayolu araçlarının kullanımıyla taşınması şeklinde tanımlanabilir. Bu yüzden nakliyecilerin önemi uluslararası lojistikte artmaya devam ediyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıklamalarına göre, ülkemizde 2015 yılının ilk iki çeyreğinde 73,5 milyar dolarlık ihracat yapıldı. Bu ihraç taşımalarının yaklaşık yüzde 32’si ise karayolu lojistiği kullanılarak gerçekleştirildi. Yani 23,4 milyar dolarlık kısmını karayolu taşımacılığı sağlamış oldu ve bu taşımalar sefer sayısı olarak ise 737 binlerde. Yine bu dönemde yapılan yüzde 53’ü deniz, yüzde 14’ü hava, yüzde 0,5’i demiryolu, yüzde 0,5’i se diğer yollar kullanılarak taşındı.

Ancak ihracat rakamında bir önceki döneme göre yüzde 8’lik bir gerileme oluştu. Buna paralel olarak da karayolu taşımacılığında bir miktar gerileme oldu. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) yaptığı açıklamada geçen yılın aynı dönemine nazaran bu yıl yüzde 9’luk bir gerileme seyrederek, 737 bin seviyelerine indiğini belirtti.

Bu grupta Türk plakalı araçların sefer sayısı ise yaklaşık 595 bin seviyesinde kaldı. Bu sayede ihracat taşımalarında Türk plakalı araçların yabancı araçlara oranı oldukça fazla ve yüzde 81 olarak belirtildi.

İthalat taşımalarının 17 milyar dolarlık kısmı yabancı araçlarla yapılıyor.

İlk iki çeyrekte yapılan yaklaşık 107 milyar dolarlık ithalatın yüzde 16’sı karayolu lojistiği ile tamamlandı.

Bu taşımaların 220 bini türk plakalı araçlarla yapılırken, yabancı plakalı araçları yüzde 5 artışla 15 bin taşıma gerçekleştirmiştir. Bu taşımaların toplamının geçen yıla göre yüzde 1 artış gösterdiği belirtildi. Bu iki grubun Pazar payları ise sırasıyla yüzde 68 ve 32 olarak belirtildi.

Depo yönetiminde ses teknolojileri ile %30’a varan tasarruf/ Salı Teknoloji Sohbetleri

Luca Venturini (1961 doğumlu) Aralık 2011 tarihinden beri Replica Sistemi'nin İhracat Müdürüdür. Luca Venturini, Replica Sistemi Group'una 1995 yılında katıldı ve patlamakta olan iletişim teknolojisi üzerine odaklanan bir satış temsilcisi olarak başladığı görevinden iki sene sonra, Replica'nın internet hizmeti sağlayan bölümüne liderliğini üstlendi. 2000 yılında ise büyük müşteriler satış müdürlüğüne terfi etti. özellikle ulaşım ve lojistik konusundaki geniş kapsamlı uzmanlığı ile birkaç yıl içerisinde ulaşım ürün-hattını, böyle zorlu bir pazarın zirvesine yükseltti. Luca'nın her zaman Replica Sistemi'nin yöntemlerini ve zorluklardan yılmayan ruhunu paylaşması, onu, Group'un Fikirlerini ürünlerini ve nasıl-yapılır bilgilerini dış ülkelere sunmak konusunda en iyi aday haline getirdi. ılında Replica Sistemi Türkiye piyasasına girmeye karar verdi ve böylece Luca İhracat Müdürlüğüne yükseltildi ve muhtemel Türk Ortaklarının uzun bir listesi içerisinden Obase'yi seçti. Şu anda, depo yönetimi ve lojistiği konusunda Sese-dayalı çözümler gibi yenilikçi ve uygun fiyatlı teknolojiler sunarak Türkiye'de anahtar bir rol üstlenmek üzere kurulmuş yeni şirket olan Replica Emea'nın faaliyetlerini oturtması ve geliştirmesi dönemini takip için Türkiye'de yaşamaktadır.

Sohbet toplantımızda özetle depo yönetiminin her aşamasında kullanılan “Ses Teknolojileri” en yüksek toplama işleminde performans gösterdiği.

Ürünleri yerleştirme için kullanılacak taşıyıcının etiketlenmesi sonrası kullanıcı her defasında barkodu okutmak yerine sadece taşıyıcı barkodunun son rakamlarını okuyarak yerleştirme yapabileceği. Bu çalışmanın ürün yerleştirmede yüksek verimlik sağladığı.

Yazılım tarafından üretilmiş metinleri sese, kullanıcının ses ile söylediklerini de yazılımın kullanabileceği metinlere çeviren bir teknolojinin operatörler ile konuşabilmeli ve dinleyip anlamalı. Bu nedenle sistem en azından Türkçe olmalı ve mümkün ise dünyanın değişik noktalarındaki depo yönetimi için çoklu dil desteği olması gerekliliği.

Var olan ses teknolojilerinin WMS yazılımı ile entegrasyonun önemli noktaları ile var olan benzer teknolojilerin kıyaslamaları konuşuldu.

Önümüzdeki etkinliklerde tekrar görüşmek ümidiyle yapılan sunumu sizinlerle de paylaşıyoruz :
PDF: Ses Teknolojisi ve Depo Yönetimi (WMS)

Konu Yönetici Özeti : Depo yönetiminde ses teknolojileri ile %30’a varan tasarruf nasıl sağlayabilirsiniz, depo yazılımları, genel sorunlar ve öncelikli ses çözümlerinin entegrasyonu hakkında konuşulacak. Hızlı ürün toplamada sesle çalışmanın nasıl kolaylaştırıcı olduğu örnekleri konuşulacaktır.

Kimler Katılmalı: Lojistik Sektörü Yöneticileri, Depo ve  Antrepo Müdürleri, IT Müdürleri

Teknoloji Sohbeti Nedir? : Konu odaklı sohbetlerimizde kısa bir giriş sunumdan sonra konunun uzmanlarıyla aklınızdaki projeleri ve var olan projelerinizdeki uygulama sorunlarını konuşabileceğiniz ”Teknoloji Sohbetlerini” özel konularla ve sınırlı sayıda katılımcıyla sürdüreceğiz.

Toplantı Yeri
Büyükdere Caddesi Garaj Sokak Andsoy Apt. No:4 K:3 D:6 Mecidiyeköy – Şişli İSTANBUL
Harita:  http://www.selectbilisim.com/iletisim/ 

Toplantılarımıza katılmak için LCV yaptırmayı unutmayın.

Luca Venturini
(1961 doğumlu) Aralık 2011 tarihinden beri Replica Sistemi’nin İhracat Müdürüdür.
Luca Venturini, Replica Sistemi Group’una 1995 yılında katıldı ve patlamakta olan iletişim teknolojisi üzerine odaklanan bir satış temsilcisi olarak başladığı görevinden iki sene sonra, Replica’nın internet hizmeti sağlayan bölümüne liderliğini üstlendi. 2000 yılında ise büyük müşteriler satış müdürlüğüne terfi etti.
özellikle ulaşım ve lojistik konusundaki geniş kapsamlı uzmanlığı ile birkaç yıl içerisinde ulaşım ürün-hattını, böyle zorlu bir pazarın zirvesine yükseltti.
Luca’nın her zaman Replica Sistemi’nin yöntemlerini ve zorluklardan yılmayan ruhunu paylaşması, onu, Group’un Fikirlerini ürünlerini ve nasıl-yapılır bilgilerini dış ülkelere sunmak konusunda en iyi aday haline getirdi. ılında Replica Sistemi Türkiye piyasasına girmeye karar verdi ve böylece Luca İhracat Müdürlüğüne yükseltildi ve muhtemel Türk Ortaklarının uzun bir listesi içerisinden Obase’yi seçti.
Şu anda, depo yönetimi ve lojistiği konusunda Sese-dayalı çözümler gibi yenilikçi ve uygun fiyatlı teknolojiler sunarak Türkiye’de anahtar bir rol üstlenmek üzere kurulmuş yeni şirket olan Replica Emea’nın faaliyetlerini oturtması ve geliştirmesi dönemini takip için Türkiye’de yaşamaktadır.

Nakliye Sektöründe Taşıma Türleri

Nakliye Sektöründe Taşıma Türleri yazı içi | Webnak Blog

Yükün iki nokta arasında taşınması ve nakliyesi için kullanılan taşıma türleri aşağıda özetlenmektedir.

Sektörde Kullanılan Taşıma Türleri

1.1. Karayolu Taşımacılığı

Karayolu ile eşya taşımacılığı, gönderici ile taşıyıcı arasında yapılan sözleşme ve uluslararası karayolu ile eşya taşımacılığı usul ve esasları çerçevesinde, belirli bir bedel karşılığında malların kapıdan kapıya şeklinde ifade edilen aktarmasız teslimini sağlayan, diğer taşıma türlerini de destekleyen taşıma türüdür. (Koban, Yıldırır; 2007)

Karayolu taşımacılığında kullanılan araçların ürünlere göre esneklik sağlayabilmesi, yükleme ve boşaltma işlemlerinin kolaylıkla yapılabilmesi, tarifeli yüklemelerin sıkça yapılabilmesi, kapıdan kapıya hizmet verilebilmesi ve kısa sevk süreleri olumlu yönleri arasında yer almaktadır. Bunun yanı sıra yüksek taşıma maliyetleri, kötü hava koşullarından kolaylıkla etkilenmesi, trafik ve çevresel faktörlerden etkilenmesi olumsuz yönleri arasında yer almaktadır.

Karayolu taşımacılığı hızla gelişerek taşıma türlerinde en kullanışlı nakliye türü olmuş ve tüm lojistik süreçlerde yer almıştır. Günümüzde rekabetin en yoğun yaşandığı nakliye türüdür.

1.2.Havayolu Taşımacılığı

Günümüzde havayolu taşımacılığı daha çok özellikli ürünlerin taşınmasında tercih edilmektedir. Bu ürünler arasında yaş sebze ve meyve, kesme çiçek gibi taşınmasında donanımlı araç gerektiren ürünler yer almaktadır.

Bu taşımacılık türünün seçilmesindeki en temel etken hız faktörüdür. Böylelikle depolama maliyetlerinde de düşüş söz konusudur. Diğer tercih nedenleri ise; sunulan hizmette sıfır hatanın hedeflenmesi, pazar değeri yüksek ürünler için güvenilir olması, ürünlerde kayıp ve fire oranlarının düşük olması, kayıp risk oranının düşüklüğü nedeniyle sigorta maliyetleri üzerinde olumlu etki yaratmasıdır.

Bunun yanında birim taşıma maliyetleri, diğer taşıma türlerine göre oldukça yüksektir. 500 kilometreden daha uzak mesafeler için elverişlidir. Hava alanlarının şehirden uzaklığı, depoların teknik yetersizliği ve yetersiz kapasite ile çalışmaları tercih edilirliğini azaltmaktadır.

1.3. Denizyolu Taşımacılığı

Taşıma faaliyetleri tarihsel olarak önce deniz yoluyla başlamıştır. Dünyanın ¾ ü sularla kaplı olup, tarihte ilk yerleşmeler su kenarlarında gerçekleşmiştir. Böylelikle taşımacılıkta ilk olarak denizyolu kullanılmıştır.

Uluslararası anlamda en yaygın kullanılan taşıma türüdür. Çok büyük miktardaki ürünler (kuru yük, likit ve gaz, ekonomik değeri az ürünler, hammaddeler) ile konteynerlenebilen ürünler denizyolu ile taşınır.

Dünya ticaretinin % 92’si deniz taşımacılığı ile gerçekleşmektedir. Denizyolu taşımacılığını tercih edilme nedenleri arasında öncelikli olarak düşük maliyetli ve güvenli olması yer almaktadır.

Taşıma sürelerinin uzunluğu, limanlarda yaşanan alt yapı yetersizliği, hava koşullarına bağlı olarak taşıma riski de denizyolu ile taşıma şeklinin olumsuzlukları arasında yer almaktadır.

Denizyolu kullanımının arttırılması için özellikle limanların altyapılarının iyileştirilmesi, karayolu ve demiryolu ile olan bağlantılarının arttırılması, bu doğrultuda gerekli olacak gemi sayısının karşılanması gerekmektedir.

1.4. Demiryolu Taşımacılığı

Yüksek ilk yatırım ve bakım maliyetlerine karşılık, işletim maliyetleri diğer taşıma türlerine göre oldukça düşük olduğundan, özellikle uzun mesafelerde ekonomik ve güvenli bir taşıma şeklidir. Genellikle devlet tarafından işletilmektedir.

Gelişmiş ülkelerde demiryolu taşımacılığının ayrı bir önemi vardır ve projeler karayolunun tamamlayıcı özelliği göz önüne alınarak hazırlanır. Demiryolu taşımacılığını diğer taşıma modlarına göre daha düşük maliyetli olması, karayollarının trafik yükünü azaltması, çevreye olan kirlilik maliyetlerinin düşüklüğü nedeniyle tercih nedenleri arasında yer almaktadır.

1.5. Boru Hattı Taşımacılığı

Boruyolu taşımacılığı on dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru daha çok petrol ve doğalgaz taşımacılığında kullanılmıştır. Demiryolunda olduğu gibi bu taşıma türünde de ilk yatırım maliyeti yüksektir. Genellikle ham petrol, doğalgaz gibi likit ya da gaz halinde olan ürünler taşınmaktadır.

Boru hattı ile büyük miktarda sevkiyatların yapılabilmesi, diğer taşıma türlerine göre ekonomik ve güvenilir olması büyük avantaj sağlamaktadır. Fakat özellikli ürünlerin taşınması söz konusu olduğundan kısıtlı alanda hizmet vermesi eksi yönleri arasında yer almaktadır.

Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de son yıllarda boru hatları ile taşımacılığa önem verilmeye başlanmıştır. Boru hatlarının genel karakteristiği yanı sıra, özellikle ülkemizin coğrafi konumu nedeni ile Türkiye üzerinden geçecek olan uluslararası ham petrol ve doğalgaz boru hatlarının hızla artması beklenmektedir.

Lojistik sektörünün geleceği Türkiye odaklı olacak

Salzburg Ticaret Odası Lojistik Sektör Konseyi Başkanı Alexander Friesz, sektör temsilcilerinin neredeyse tamamının Türkiye ile ilgili planları olduğuna dikkat çekerek, “Lojistik sektörünün geleceği Türkiye odaklı olacak” dedi

'Lojistik sektörünün geleceği Türkiye odaklı olacak'
ANKARA – Salzburg Ticaret Odası Lojistik Sektör Konseyi’nin ve yıllık 500 milyon euro cirolu Lagermax International’ın Başkanı Alexander Friesz, “Lojistik sektörünün geleceği Türkiye odaklı olacak. Sadece Avusturyalı değil Avrupalı şirketler olarak Türk firmalarla partner olma zorunluluğumuz var” dedi.

Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Eyüp Bartık, Yönetim Kurulu Üyesi Ali Bayram Sarıca, Meclis Üyeleri Memik Hilmi Taner, Sabri Hamamcıoğlu ve 25 kişiden oluşan lojistik sektör temsilcileri geçtiğimiz hafta sonunda Salzburg, Nurnberg lojistik üsleri ve ticaret odaları ile Münih Lojistik Fuarı’nı ziyaret etti. Salzburg Ticaret Odası’ndaki toplantıda konuşan Friesz, yeni dünya düzeninde Türkiye’nin öneminin arttığına dikkat çekerek, “Biz şirket olarak Türkiye’de varız ve büyümeyi planlıyoruz. Temsil ettiğim sektörün temsilcilerinin neredeyse tamamının Türkiye ile ilgili planları var. Lojistik sektörünün geleceği Türkiye odaklı olacak. Sadece Avusturyalı değil Avrupalı şirketler olarak Türk firmalarla partner olma zorunluluğumuz var” dedi. Bartık’ın Türkiye ve Gaziantep sunumunun çok etkili olduğuna vurgu yapan Friesz, “Türkiye’nin önemini biliyoruz ama sunumdan da anlaşılıyor ki, Türkiye’nin bilmediğimiz daha bir çok artısı varmış. Sektörümüzde faaliyet gösteren Türk firmalarının düşüncelerini öğrenmek istiyorduk. Bu toplantı sayesinde o isteğimiz de gerçekleşti. Şunu gördük ki bu tür toplantıların ve fikir alışverişinin sayısını artırmalıyız” diye konuştu. Verimli ve olumlu işbirliklerinin kısa sürede başlaması gerektiğine işaret eden Friesz, “Salzburg’da, Avrupa’nın tanınmış birçok lojistik şirketinin temsilciliği var. Türk firmaların da temsilcilikleri olmalı. Bizim şirket olarak Türkiye’de iki temsilciliğimiz var. Çalışanlar Batı ile uyumlu olduğu için zorlanmıyoruz ama Türkiye’nin hızı bizi zorluyor” dedi.

‘Yeni karayolları coşturacak’ 

Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Bartık ise sektördeki Türk firmalarına yabancı ilgisinin arttığını ve daha da fazlalaşacağını ifade ederek, “Başbakanımız başta olmak üzere hükümet üyelerinin sektörle ilgili açıklamaları, hükümetin de farkındalığını gösteriyor. Karadeniz’i İç Anadolu ve Akdeniz’e bağlayacak karayolları bu farkındalığın yıllar önce başladığının kanıtı. O karayolları tamamlandığında bölgelerin kaderi değişecek ve ekonomiye katkıları inanılmaz boyutlarda artacak” dedi.

Bartık, “Başbakanımızın konuşmalarında sektörün öneminden bahsedişi, algının genişlediğini, hükümetin artık lojistik sektörüne daha fazla önem vereceğini gösteriyor. Bu nedenle daha fazla çalışmamız ve dünya ülkelerinden partnerler bularak daha hızlı büyümemiz gerekiyor. GTO olarak iki yıldır, lojistik sektörü temsilcilerimizle gelişmiş ülke modellerini inceleyip Gaziantep’e uyarlamaya çalışıyoruz” diye konuştu.

‘Fırsatı değerlendirmeliyiz’ 

UND ve Gaziantep Ticaret Odası Üyesi Memik Hilmi Taner ise şunları söyledi: “Avrupa’da herkes bekliyor. Kur ne olacak diye bekliyor. Seçim sonuçlarını bekliyor. Dünyadaki gelişmeleri bekliyor. Biz bu beklemeleri fırsat olarak görüyoruz ve risk alarak iş yapmaya devam ediyoruz. Bu agresif tavrımızın, bilinirliliğimizi ve marka değerimizi artıracağına inanıyoruz.”