2015 yılı iki seçim, terörden ekonomiye ve dış politikaya kadar pek çok farklı alanda karmaşık sorunlarla dolu bir yıl olarak tarih sahnesinde yerini alırken; tüm sektör temsilcileri 2016 yılının birikmiş sorunları çözüme kavuşturacak ve talebin hızla artmasını sağlayacak bir yıl olması yönünde beklentilerini dile getirdi.
2015 yılı iki seçim, terörden ekonomiye ve dış politikaya kadar pek çok farklı alanda karmaşık sorunlarla dolu bir yıl olarak tarih sahnesinde yerini alırken; tüm sektör temsilcileri 2016 yılının birikmiş sorunları çözüme kavuşturacak ve talebin hızla artmasını sağlayacak bir yıl olması yönünde beklentilerini dile getirdi. Ekonominin ülke genelindeki lokomotif sektörü inşaatta bu süreçte en dikkatle izlenmesi gereken sektörlerin başında geliyor. İş dünyası, 2016’dan çok şey bekliyor. “2016’DA DURGUNLUK KALKACAK” Gözde Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Op.Dr. Kenan Kalı, 2015 yılının durağan bir yıl olduğunu belirterek “2016 yılında durgunluğun kalkmasını ve ekonominin yeniden canlanmasını bekliyoruz. 2015, ekonomik açıdan sıkışmış bir yıldı. Seçimlerin ardından ülkemiz beklediği istikrar ortamına kavuştu. 2016’da piyasaların açılacağını ve taleplerin daha fazla karşılanacağını düşünüyorum. 2016 yılının iyi bir yıl olmasını diliyorum. 2016’da komşumuzda süren yangının da sönmesiyle birlikte Türkiye tutulamaz güzel bir ülke olacak. Bunun yanı sıra; ekonomimizi etkileyen dış politikaların ve ülkeler arası yaşanan bazı sorunların mantık çerçevesinde çözülmesi gerektiğine inanıyorum” dedi. “2016, İZMİR’DE YENİDEN YAPILANMA YILI OLSUN” Müteahhitler Federasyonu (Müfed) Başkanı İnşaat Mühendisi Necip Nasır da, 2016 yılında İzmir‘in gerek alt yapı gerek üst yapı anlamındaki eksiklerinin tamamlanmasının ve marka kent kimliğine yakışan projelerin yaşama geçirilmesinin öncelikli hedefler arasında olmasını istedi. MÜFED olarak, kentsel dönüşüm, ada bazlı kent planlamasının yapılması, depreme dayanıklı bina ve çevreci bir şehir düzenlemesi konularına yıllardır dikkat çekmek için çalıştıklarını belirten Nasır, şöyle konuştu: “İzmir’deki bazı yatırımlar, açılan dava sonucunda yarım kalıyor, kentin yarınlarının kurulması için mutlaka yeni adımların atılması gerekiyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Binali Yıldırım‘ın, İzmir‘in iki yakasını buluşturacak Körfez Tüp Geçit Projesi bu bağlamda kentimize değer katacaktır.” “YENİ YILDAN UMUTLUYUZ” Tanyer İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Münir Tanyer de, inşaat sektörünün 2015 yılında genel anlamda istenen ölçüde büyüyemediğini söyledi. Türkiye’nin ekonomideki ivmesinin hızlanması gerektiğini anlatan Tanyer, sözlerini şöyle sürdürdü: “İş dünyası olarak 2016 yılından umutluyuz. Gerek iç gerek dış politikada yaşanan dalgalanmalar piyasayı doğrudan etkiliyor. Yakalanan istikrar ortamının sürdürülmesi için hükümete büyük görev düşüyor. İnşaat sektörü Türkiye‘nin parlayan yıldızıdır. Türkiye‘nin de bu noktada çağdaş konutlara ve kentsel dönüşüme ihtiyacı var. Hükümetten istikrarla birlikte kredi faizleri ve normal faizlerin düşmesini bekliyoruz. 2016 yılında inşaat sektörü daha aktif olacak ve yatırımcılar da hareketlenecektir.” “SAĞLIK SEKTÖRÜNDE YATIRIM DEVAM ETMELİ” Kaşkaloğlu Göz Hastanesi kurucusu Prof. Dr. Mahmut Kaşkaloğlu da, sağlığın her insan için vazgeçilmez olduğunu belirtti. Sağlık problemi olan kişinin yaşamındaki diğer konuların ikinci planda kaldığını anlatan Kaşkaloğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Sağlık sektöründe devlet yatırımları kadar özel sektörün de yatırım yapması gerekiyor. Hem yerli, hem de yabancı hastalar için İzmir, sağlık turizmi açısından çok uygun bir lokasyon durumunda. 2016 yılında sağlık yatırımları, mutlaka artarak sürmeli. Doktor kadar yeni hemşire, hasta bakıcı ve sağlık personelinin de yetiştirilmesi ve eğitimi çok önemli.” “SAĞLIK TURİZMİNDE GERÇEK POTANSİYELİMİZİ ORTAYA ÇIKARMALIYIZ” Ege Özel Hastaneler Derneği Başkanı Nuri Nasır, sağlık turizminde hedef pazarın Avrupaülkeleri vatandaşlarından oluştuğunu anlatarak şöyle konuştu: “1 milyon sağlık turizmi hastası, 23 milyon turist kadar döviz kazandırıyor. İzmir, sağlık turizminde gerçek potansiyelinin çok altında. Turizm konusunda deneyimli bir ülke olarak sağlık turizminde de ülkemize gelir getirmememiz için hiçbir neden yok. Türkiye‘ye sağlık turizmi konusunda 2010 yılında 100 bin kişi gelirken, bu rakam 2013 yılında 300 bine ulaştı ve 2 buçuk milyar dolarlık döviz girdisi sağlandı. 2023 yılında bu hedef, 20 milyar dolar olarak belirlendi. Türkiye‘nin istikrarlı gidişinin de bu konuda önemli katkısı olduğunu düşünüyorum. 2016’nın, bu alanda atılım ve yatırımların hız kazandığı bir yıl olacağını düşünüyorum. EGEBETA YÖNETİM KURULU BAŞKANI GAFUR ALİŞER: “2015’İN RÜZGARI 2016’I YI DA ETKİLEYEBİLİR” EGEBETAYönetim Kurulu Başkanı Gafur Alişer, “2015, ekonomik anlamda zor bir yıldı. Seçimlerin ve Rusya krizinin bunda etkisi büyük. Hem dünya hem de Türkiye açısından statükoyu koruyalım, ayakta duralım mantığı hakimdi. İş dünyası bu anlamda kabuğuna çekildi. İkinci seçim ve yaşanan belirsizlikler de bu süreci uzattı. 2015 yılının son çeyreği bu şekilde kayboldu” dedi. Rusya krizinin enteresan bir şekilde çok hızlı geliştiğini belirten Alişer, şunları söyledi: “Bu bilgilerin ışığında 2016 yılı muhteşem geçecek deme lüksümüz yok. Türkiye, doğru duruş sergilerse; krizi fırsata çevirerek yeni pazarlara yönelebilirse kendi durumunu artıya çevirebilir. İş dünyası da bu rüzgardan olumlu etkilenir.” “2016’DA HEM FIRSAT HEM RİSKLER VAR” Günaydın Group Yönetim Kurulu üyesi Erol Günaydın da, “2016 yılında Türkiye‘de büyüme trendi hakim olacak. Ocak, Şubat ve Mart aylarında durgunluk yaşanacak. Çünkü personel maliyetlerindeki artış ve bu artışın hazmedilmesi süreci var önümüzde. Mart ayıyla birlikte tekrar hareketlenme bekliyorum” dedi. İran kapısının açılmasının lojistik sektörü açısından olumlu bir gelişme olduğunu belirten Günaydın, sözlerini şöyle sürdürdü: ” Orta Doğu krizinin çözülme ihtimali söz konusu. 2015 yılının ardından lojistik sektörünün büyümesi öngörüsündeyiz. Sektör şu anda var olan dinamikleriyle yetersiz. Yeni yatırım yapılmalı. İşçilik maliyetleri arttığı için bütün maliyetler buna paralel artacak. Fiyatların yeniden ayarlanması gerekiyor. Ülke açısından, ekonomik anlamda risklerle birlikte fırsatlar var. Ne iyimser ne de karamsar konuşmak tam doğru değil. Bununla birlikte 2016 yılının 2015’ten daha olumlu geçeceğine inanıyorum.” – İZMİR
Nişantaşı Üniversitesi’nde lojistik sektörü ve öğrencileri buluştu. Alışan Lojistik Genel Müdürü Cem Kumuk, Nişantaşı Üniversitesi Sadabad Kampüsü’nde Lojistik Bölümü öğrencileriyle buluştu…
Alışan Lojistik Genel Müdürü Cem Kumuk, lojistik sektörünün Türkiye için önemli fırsatlar sunduğunu söyledi. Nişantaşı Üniversitesi Sadabad Kampüsü‘nde Lojistik Bölümü öğrencileriyle buluşan Kumuk, tecrübeleri ile sektörün ülkemizdeki ve dünyadaki durumunu anlattı. Türkiye’de lojistik hizmetlerine harcanan payın 60 milyar doları bulduğunu ve sektörün sürekli geliştiğini anlatan Kumuk ” Türkiye dünyadaki üretimin yüzde 80’inin yapıldığı Uzak Doğu ile dünya tüketiminin yüzde 60’ının yapıldığı batı arasındaki geçiş noktasında. Dünyada krizlerden etkilenmeyen ve büyümesini sürdüren tek sektör lojistiktir. Devletinde desteğiyle lojistik ülkemiz için büyük fırsatlar sunuyor.” dedi.
Dünyanın her noktasına Yenişehirden ulaşmak istediklerini vurgulayan MÜSİAD Bursa Şubesi Başkanı Mustafa Gürses, yolcu uçağı kadar kargo uçaklarının da alana inmesini gerekliliğine vurgu yaptı.
Müstakil Sanayiciler ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Bursa Şubesi, Lojistik Sektörü Kurulu Toplantısını Anadolu Jet Bölgesel Uçuşlar Başkanı İbrahim Doğanın katılımıyla gerçekleştirdi.
MÜSİAD Bursa Şubesi Başkanı Mustafa Gürses, MÜSİAD içinde en önem verdiğimiz sektörlerden birisi de lojistik sektörü. Bursada Yenişehir Alanının daha aktif hale gelmesi ve dünyanın her noktasına buradan ulaşabilmek istiyoruz. Bunun için biz MÜSİAD Bursa Şubesi iş adamları olarak elimizi taşın altına sokmaya hazırız dedi.
Bursanın Türkiyenin ihracat merkezi konumunda olduğunu ifade eden Gürses, Artık yolcu uçağı kadar kargo uçaklarının da Yenişehir Hava Alanına inmesini istiyoruz. Yenişehir Hava Alanının soğuk hava depolarıyla, büyükşehirlere yakınlığıyla önemli bir potansiyel barındırıyor diye konuştu.
Uluslararası ticaret için Yenişehir Hava Alanından Avrupada mutlaka Gateaway statüsünde bulunan Milano, Amsterdam, Frankfurt ve Londra gibi bir hava alanına uçulması gerektiğini vurgulayan Lojistik Sektör Kurulu Başkanı Said Akgün de, Bursa ve çevresindeki illerin Almanya yüklemelerinin fazlalığı, Frankfurttan Avrupanın diğer ülkelerine ulaşımın kolaylığı ve Interline havayolları aracılığıyla tüm dünya başkentlerine mal gönderebilme avantajı sağlayan Frankfurt için, organizasyon yapmak kolay ve karlıdır dedi.
BKK Başkanı Hasan Çepni de, Bursa halkı hava alanına duyarsız kalmadı. Biz Bursamızın kargo taşımacılığında da önemli bir merkez olması için gayret gösteriyoruz. Önümüzdeki dönemde de bu çalışmalara şehrin tüm dinamikleriyle birlikte üstesinden geleceğimize inanıyorum diye konuştu.
Vali Yardımcısı Avcı ise Uluşehir Bursanın hızlı tren, kara yolları, deniz yolu ve hava yoluyla lojistik merkezi olma yolunda ciddi mesafe alacağını düşünüyorum dedi.
GELMEKTE GECİKTİK
Bursaya gelmekte geciktikdiyen Anadolu Jet Bölgesel Uçuşlar Başkanı İbrahim Doğan, Ocak ayında Bursayı Avantaj rotası ilan edeceklerini ve Anadolu Jetin tüm iletişim kanallarında bunu duyuracaklarını aktardı. Doğan, 36 destinasyonumuzun 10u çok kolay bir şekilde Bursaya ulaşabilir. Bursayı iç hatlara doyurduktan sonra sıra Balkanlara gelecek. Bizler Anadolu Jet olarak sizlerin emrinizdeyiz dedi.
“Türk Lojistik Sektörü İçin Yeni Rota: Hazar Transit Koridoru” konulu toplantıda Hazar Transit Koridoru’nun önemine dikkat çekildi.
Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN) tarafından gerçekleştirilen “Türk Lojistik Sektörü İçin Yeni Rota: Hazar Transit Koridoru” konulu toplantı HASEN Yüksek İstişare Kurulu Üyesi ve Eski Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı’nın moderatörlüğünde, HASEN Genel Sekreteri Haldun Yavaş, HASEN Hazar Transit Koridoru Program Koordinatörü Seray Özkan, HASEN Uzmanı ve Piri Reis Üniversitesi’nde Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölüm Başkanı Doç Dr. Zafer Acar yeniden canlanan İpek Yolu’nda Hazar Transit Koridoru’nun önemini ve Türkiye’ye diğer rotalara göre sunduğu fırsatları tartıştırlar. Ayrıca bu toplantıda yeni hazırlanan Hazar Transit Koridoru raporundan bulgular ilk defa basın ile paylaşıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Haldun Yavaş, “Bugün raporunu açıklayacağımız Hazar Transit Koridoru öncelikle Türkiye’ye yeni ihracat pazarları ve taşımacılık gelirleri kazandıracak bir potansiyele sahip. Bunun yanında Çin ve Avrupa Birliği arasındaki ticaretten ve buradaki taşımalardan pay alma imkanı sunuyor. Dolaylı olarak da Rusya krizinin olumsuzluklarına cevap verebiliyor” dedi.
Toplantıda raporun metadolojisini anlatan raporun yazarlarından Seray Özkan, “Bu rapor Ankara, Tiflis, Bakü, Astana’da yapılan saha çalışmaları, çalıştaylar ve yüz yüze görüşmeler sonrasında ulaşılan verilerle oluşturuldu. Bu verilerin ışığında alternatif taşımacılık rotaları, lojistik ve taşımacılık sektörünün bölgesel sorunları ve çözüm önerilerini inceledik. Bu raporun ikinci fazında ise rapora Çin, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Afganistan ve Hindistan da dahil edilecek” dedi.
Hazar Transit Koridoru Üzerindeki Ülkelere 8,5 Milyar Dolarlık İhracat Yapıyoruz
Raporun çıkardığı bulguları raporun bir diğer yazarı olan Doç. Dr. Zafer Acar anlattı. Hazar Transit Raporu’na göre 2014 yılında Türkiye’nin Hazar Transit Koridoru üzerinde yer alan Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan’a olan toplam ihracatı 8,5 milyar dolar. Azerbaycan, Gürcistan ve Türkmenistan’a olan ihracat bu rakamın yüzde 75’ini oluşturuyor. Türkiye’nin bu ülkelerden olan ithalatı ise 3,23 milyar dolar. Bunun yüzde 38’i de Kazakistan’dan gerçekleşiyor.
Türkiye İçin Yeni Pazar Fırsatı
Bu ülkeler Türkiye’nin Rusya ile sıkıntı yaşanan ticaretine çözüm olabilir. Doç. Dr. Zafer Acar, “Türkiye’nin Rusya ile sorun yaşadığı yaş meyve sebze ithalatı yaklaşık 1 milyar dolar seviyesinde. Rusya ile geriye kalan ihracatı yan sanayi ağırlıklı. Bu konuda da Rusya yaptırımda bulunmuyor. Rusya’nın satın almadığı yaş meyve sebzeler Hazar Transit Koridoru üzerinden bu ülkelere satılabilir. Bu anlamda Hazar Transit Koridoru Türkiye’ye yeni pazarlar da kazandırabilir. Üstelik Rusya’ya dolu gidip Rusya’dan boş dönen Türk tırlarının lojistik maliyeti yüksek oluyordu. Oysa Kazakistan’a Türk tırları dolu gidip dolu dönebilir. Türk tırları Kazakistan’daki tahılı, petrol ürünlerini ya da Çin mallarını taşıyabilir ve taşıma maliyetleri daha da aşağı çekilir” dedi. Nitekim Çin ve Kazakistan, Çin’i Avrupa’ya bağlayan demiryolunun Kazakistan’daki önemli merkezlerinde serbest ticari bölgeler kurma konusunda anlaştılar. Kazakistan bu sayede transit yüklerden ciddi pay alacak.
800 Milyar Dolarlık Ticaret Nereden Geçecek?
Öte yandan Çin ile Avrupa arasında hızla yükselen ticaret Modern İpek Yolu’nu yeniden canlandırıyor. Hazar Transit Koridoru raporuna göre Çin ile Avrupa arasındaki ticaret 2014 yılında 615 milyar dolar iken bu rakamın 2020 yılında 800 milyar dolar olması bekleniyor. Türkiye’nin Çin ile olan ticaretinin ise aynı yıllar içerisinde 24 milyar dolardan 100 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye bu hızla gelişen ticarette hem kendi ticaretini arttırarak hem de transit ülke olarak kazançlı çıkabilir.
Asya ile Avrupa arasındaki bu ticaretin geçiş yapabileceği 3 ana alternatif koridor bulunuyor. Bunlardan bir tanesi Çin’den Avrupa’ya Rusya üzerinden giden Kuzey Koridoru. İkinci rota ise Çin’den başlıyıp Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan aracılığı ile İran’ın Bandar Abbas Limanı’na ulaşan Güney Koridoru. Üçüncü rota ise Çin, Hindistan, Afganistan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden Avrupa.
Rusya Yolundan Hem Daha Hızlı Hem de Daha Ucuz
Doç. Dr. Zafer Acar, “Bu rotalar arasında en avantajlısı Hazar Transit Koridor. Hem daha hızlı, hem de kuzey ve güney koridorlara göre daha ucuz. Güney Koridoru’ndan bir malın Çin’den Avrupa’ya ulaşması 25-30 gün sürerken, bu süre Kuzey Koridoru’nda 15 gün seviyelerinde, Hazar Transit Koridoru’nda ise 12-13 gün sürüyor. Üstelik Hazar Transit Koridoru’nun maliyeti de Rusya üzerinden geçen yolun maliyetinin yarısında bile az” dedi.
Öte yandan Azerbaycan, Türkmenistan gibi ülkeler özellikle bu koridora çok önem veriyor ve ciddi liman yatırımları yapıyorlar. Bu yatırımların hepsi hayata geçtikçe rota daha da hızlanacak Kazakistan’da Zhezkazgan ve Beineu arasındaki demiryolu bağlantısı sayesinde bu rota sadece 12 günde tamamlanacak.
BTK Zamanında Bitmezse Fırsat Gürcistan ve Romanya’ya Kaçabilir
Yine Türkiye tarafının da yapması gereken yatırımlar var. Çin’den Bakü’ye uzanan 4 bin kilometrelik demiryolu tamamladı. Toplam uzunluğu 838 kilometre olan Bakü Tiflis Kars(BTK) hattının ise Azerbaycan ve Gürcistan bölümleri bitirilmiş olsa da Türkiye tarafında kalan 76 kilometrelik hattın inşaatı uzun bir süredir bitirilemedi. BTK hattı zamanında tamamlanamazsa Türkiye bu ticaretten alacağı payı kaçırabilir. Zira Bu hat Gürcistan’dan Karadeniz üzerinden direkt olarak Romanya’ya ve buradan da Avrupa’nın diğer bölgelerine ulaşabilir. Bu nedenle Gürcistan’ın Anaklia gibi liman projeleri Türkiye için ciddi bir tehdit oluşturabilir.
Bandırma’da 10 yıldan bu yana öğrenci ve öğretim görevlisi olmadığı için hizmete sokulamayan Denizcilik Fakültesinin 2016-2017 eğitim yılında eğitime açılması için çalışmalar başladı.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Süleyman Özdemir, 10 yıldan bu yana öğrenci ve öğretim görevlisi olmadığı için hizmete sokulamayan Denizcilik Fakültesinin 2016-2017 eğitim ve öğretim yılında faaliyete geçmesi için çalışma başlattıklarını söyledi.
Denizcilik Fakültesi bünyesinde ilk etapta denizcilik işletmeleri yönetimi konusunda öğrenci alımının yapılacağını dile getiren Özdemir, periyodik aralıklarla fakülte bünyesinde deniz ulaştırma ve işletme mühendisliği, gemi inşa ve gemi makinaları bölümlerinin açılmasının planladığını açıkladı.
Denizcilik Fakültesinin eğitimlerini geçici bir süre rektörlük hizmet binasında bulunan dersliklerde sürdüreceğini açıklayan Özdemir, Denizcilik Fakültesinin kampüs alanına yapılacak olan kendi hizmet binasının yapımı için bütçeden 10 milyon TL kaynak aktarmayı ön gördüklerini ifade etti.
Üniversite bünyesinde yapılması planlanan 6 bin 200 kişilik camiye yönelik eleştirilere de cevap veren Özdemir “Cami rektörlük bütçesinden aktarılacak kaynaklarla yapılmayacak. Caminin yapımını ve kaynak teminini bu amaçla kurulan dernek kanalıyla yapılacak. Rektörlük olarak kampüs alanında cami yapılmasını önemsiyoruz.” diye konuştu.