Dünyada Ve Türkiye’de Lojistik Sektörü

Dünya da ve Türkiye de lojistik sektörü

Dünya üzerindeki gelişmiş ülkelerin tamamının entegre olduğu günden güne gelişen lojistik sektörü, Türkiye’de de 1980’lerle 1990’lı yıllar arasında kara, hava, deniz, demiryolu ve kombine taşımacılık alanlarındaki yatırımlarla alt yapısını oluşturmuş, 1990’lı yıllarda da atılıma geçmiştir.

Dünyadaki benzer uygulamalara paralel biçimde hizmetlerini çeşitlendiren ve uzmanlaştıran Türkiye’de yerleşik lojistik sektörü, 2000 yılının başına gelindiğinde, emekleme devresini geride bırakarak, yerli ve uluslararası şirketlerde işbirliğine giden, yurtdışı bürolar açan hizmetlerinin kalitesini sürekli artıran, dinamik bir sektör haline gelmiştir.

Lojistik kavramı ülkemizde önce ihracat ve ithalat ile, sonra da büyük ölçekli perakendecilik (süpermarket ve hipermarketler) ve elektronik ticaretle birlikte iyice öne çıkmıştır.

TEMEL LOJİSTİK FAALİYETLER

Temel Lojistik Faaliyetleri | Webnak Blog

Sektörden sektöre, üründen ürüne değişse de ortalama olarak bir ürünün satış fiyatının yüzde 4 ile 20‘sini lojistik giderleri oluşturur. Lojistik giderleri; Kuzey Amerika’da GSMH’ nın % 10’u; Avrupa’da % 11’i, Türkiye’de ise tahminen % 13 ’üdür.

Buna göre Türkiye’deki potansiyel lojistik pazarının 90-100 milyar dolar olduğu ,başta Uluslararası Taşımacılık ve Gümrük olmak üzere dış kaynak kullanımının %50 olduğu varsayımıyla mevcut Pazar büyüklüğü 50-55 milyar dolar olduğu söylenebilir.

Türkiye lokasyon olarak Orta Doğu, Türk Cumhuriyetleri ve Avrupa arasında bir aktarma merkezi ve köprü oluşturmasından kaynaklanan avantajlı konumu ile birçok otorite tarafından lojistik üssü olma iddiası veya ideali ile tanımlanmaktadır. Ancak fiziksel ve kurumsal altyapı eksikliklerimiz vardır.

1996 yılında yürürlüğe giren Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği anlaşması ve Türkiye’nin olası AB üyeliği sektörde yeni yatırımları teşvik edecek önemli fırsatlardır. Taşımacılık hâlihazırda Türkiye’nin AB’ye uyum süreci gündeminde yer alan beş önemli başlık arasındadır. AB’ye uyum süreci altyapı, araçlar ve çevre standartları ile uyumu, lojistik ağın geliştirilmesini ve dış ticaret politikalarının iyileştirilmesini kapsamaktadır.

Ülkemizde 25 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Taşıma Yönetmeliği’nin, yetki belgeleri, sözleşme sınırları bakımından sektörde yeni bir yapılanmaya yol açacağı düşünülmektedir. Yönetmeliğe uygun olarak küçük firmaların istenen yüksek teminatları ödeyememesi, şirketler arası birleşmeye neden olabilecek, büyük firmalar için de yeni TIR alımları çözümünü getirecek gibi görünmektedir. Ayrıca sigortalı taşıma yapma zorunluluğu taşıma maliyetlerini arttıracağından karayolunda yaşanan rekabet avantajının azalacağı düşünülmektedir. Bu durumun da yaşı küçük firmalar için birleşme sorunu, büyük ve filo sahibi firmalar için bir rekabet avantajı yaratması beklenmektedir.

Sektörün tümünü kapsayan araştırmaların sayısının az olmasıyla beraber Dünya Bankası’nca hazırlanan ve 155 ülkenin lojistik performanslarının incelendiği “The Logistics Performance Index (LPI)” raporu ciddi veriler içermektedir. Raporda aşağıdaki 6 ölçüte göre puanlama yapılmaktadır;

*Gümrüklerin ve diğer sınır işlemlerinin etkinliği,

*Ticaret ve taşımacılık altyapısının lojistik açıdan kalitesi,

*Uluslararası sevkiyatların düzenlenmesinin kolaylığı ve maliyeti,

*Lojistik hizmetlerin kalitesi ve lojistik yetkinlik,

*Sevkiyatların takibi ve izlenebilmesi,

*Sevkiyatların  alıcıya zamanında ulaşması.

Rapor, Dünya’daki yaklaşık 1.000 lojistik profesyonelden anket yoluyla toplanan nitel verilere dayalı olarak oluşturulmaktadır. Sıralamada Lojistiği büyümede stratejik sektör olarak benimseyen Almanya 4,11 puanla birinci, Singapur 4,09 puanla ikinci ve İsveç 4,08 puanla üçüncü sıradadır. Türkiye 2007’de 3,15 puanla 34. sırada idi. 2010 itibarıyla puanımız 3,22 ‘ye artmış ama sıramız 39. ‘unculuğa düşmüştür.

SONUÇ:

Görüldüğü üzere ülke lojistiği için coğrafya avantajı maalesef tek başına yetmemektedir, fiziksel ve kurumsal alt yapılar en az coğrafya kadar önemlidir. Bu çerçevede ülkemizin Lojistik Master Planına gereksinimi vardır. Lojistik Master Planı ise ülkemizin sanayi ve ticaret envanteri ve projeksiyonlarının yapılmasını gerektirir. Lojistik bölge yer, fonksiyon ve büyüklükleri başka bir şekilde belirlenemez. Lojistiğin taşımacılıktan çok daha geniş bir bakış açısına sahip olduğu unutulmamalıdır. Tedarik zinciri yaklaşımı ile lojistik yol haritamız çizilmezse LPI’nde ülkemizi ileride daha alt sıralarda da görebiliriz.

Kaynak: WebNak

Lojistik Master Planı 2018’de devreye girecek

Lojistik sektörünün rekabet gücünü artırmak ve 2023 ihracat hedefine ulaşmak için hazırlanması düzenlenen Türkiye Lojistik Master Planı 2018’de devreye girecek

Lojistik Master Planı 2018’de devreye girecek

MELTEM GÜNDÜZ

ANKARA – Türkiye Lojistik Master Planı’nın hazırlanmasına yönelik ihale çalışmalarında sona gelindi. Türkiye Lojistik Master Planı hazırlanması danışmanlık hizmeti işi için 27 Mayıs’ta ihaleye çıkılacak. 3 yıl sürecek planı hazırlama sürecinin 2016’da şekillenmeye başlaması, 2018 başında ise planın tamamen devreye girmesi bekleniyor.

Türk lojistik sektörünün rekabet gücünü artırmak ve 2023 ihracat hedefine ulaşmak için hazırlanması planlanan Türkiye Lojistik Master Planı için ihale hazırlıkları tamamlandı. Master planı için 27 Mayıs’ta ihaleye çıkılacak. 10. Kalkınma Planı çerçevesinde hayata geçirilecek plan, lojistik mevzuatının altyapısını oluşturmak için hazırlanacak, yurtiçinde lojistik köy, merkez ve üslerin tanımı yapılacak. Bu yerler için kurulum ve işletme ilkeleri belirlenerek sınıfl andırmaların yapılması sağlanacak. Ayrıca plan bünyesinde yapılacak çalışmaların standartlarının belirlenmesi de sağlanacak. 2018’de yürürlüğe girmesi beklenen plan için bu yıl birinci aşama başlayacak. 3 yıl sürecek master planı hazırlama sürecinin 2016’da şekillenmeye başlaması bekleniyor. 2017’de ‘Lojistik Master Planı’nın tamamlanması 2018 başında ise devreye alınması hedefleniyor. Planın devreye girmesiyle birlikte aynı yıl içerisinde lojistik mevzuatının hazırlanması amaçlanıyor. Master planından Ulaştırma Bakanlığı sorumlu olacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı da katkı sağlayacak.

60 milyar dolar yatırım hedefi 

Coğrafi konumu itibariyle komşu ülkeler arasında taşımacılık merkezi ya da bağlantısı görevi üstlenen Türkiye’de kara, hava, deniz ve demiryolu taşımacılığı yapılıyor. Türkiye’de ulusal ve uluslararası alanda 3 bin firmanın faaliyet gösterdiği taşımacılık ve lojistik sektörü, 400 bin kişiye istihdam sağlıyor. Yetkililer, lojistik sektörünün, ulusal ve uluslararası mevzuatta var olanın ötesinde ihtiyaçlara cevap veren, özgün düzenlemelere ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. 2023 hedeflerine bakıldığında lojistik altyapının güçlendirilmesi ön plana çıkıyor. Diğer taraftan, 2023 dış ticaret hedeflerine lojistik sektörünün sağlayacağı katkının büyük olacağı belirtiliyor. Açılması planlanan lojistik merkezler ve iyileştirilen lojistik altyapıyla sektöre 2023’te hedeflenen toplam yatırımın 60 milyar liranın üzerine çıkacağı aktarılıyor. 2023 yılında Türkiye’nin bölgenin lojistik merkezi olacağı öngörülüyor.

Plan sektöre ne kazandıracak? 

• Lojistik sektörüne yönelik yapılacak yatırımlar planlı olacak.
• Yatırımlara bir bütünlük ve standart gelecek.
• Hangi bölgenin ne tür lojistik avantajlara sahip olduğu ve uzun vadede getireceği yararlar netleşecek.
• Lojistikle ilgili tüm sayısal veriler belirsizlikten kurtulacak.
• Çevresel duyarlılık öne çıkacak.
• Lojistik çok sayıda bakanlık ve kurumu ilgilendiren bir alan olması nedeniyle ortak karar almak zaman alıyor. Ortaya konulacak master plan bu kurumların ortak bir politika izlemesinin yolunu açacak ve hız kazandıracak.

Kombine Taşımacılık Nedir ? Türleri Nelerdir ?

kombine taşımacılık nedir yazı içi görsel | Webnak Blog

Kombine Taşımacılık, nakliyede taşıyıcı birimlerinin (aktarılabilir konteynerler ve benzer kaplar) çıkış terminalinden hedef terminale kadar en az iki farklı taşıma modu ile (yani karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu ile) taşınması demektir.

Özellikle konteyner ile yapılan taşımaların son 20 yıl içinde gelişmesi paralelinde, uzun mesafelerin daha az maliyetli olan demiryolu ve denizyolu ile taşınması ve istasyondan ya da limandan son teslim noktasına kadar olan taşımaların da karayolu ile yapılması ile oluşan taşıma yöntemidir.

Kombine Taşımacılık, iki farklı taşımacılık biçimini yani demiryolu ile karayolu ve denizyolu ile karayolu bağlantılarını birleştirilmesi ile uzun mesafeli taşımacılıkta ideal bir bağlantı niteliğindeki denizyolunun ve demiryolunun kitlesel taşımacılık özelliği ile yük toplama ve dağıtım için kısa mesafeli taşımacılıkta tartışmasız karayolunun esnekliğini birleştirir. Kombine taşımacılık esas olarak aynı zamanda uzun mesafelerde karayolu ile taşınan her türlü ürünlerin taşınması için uygun niteliktedir.

Kombine Taşımacılığın tercih edilmesi durumunda sağlanan taşıma modu yararları şöyle özetlenebilir:

  • Demiryolu ve denizyolu taşımacılığı ile yüksek taşımacılık güvenliği altında büyük miktardaki yüklerin uzun mesafelere taşınması
  • Karayolu taşımacılığı ile esnek yükleme ve dağıtım fırsatlarının sağlanması
  • Farklı ürünlerin taşıyıcı birimler ile biraraya getirilmesi ile yüklerin kombine edilebilmesi
  • Her iki taşımacılık biçiminin birleştirilmesi ile sağlanan diğer fırsatlardan ideal düzeyde yararlanma olanağı
  • Tek taşıyıcı birim (konteynır v.b.) kullanılması ile, yeniden yükleme olmadan ve taşınan ürünler tekrar ellenmeden taşıma yapma imkanı

Ekonomik yararları ise şu şekilde özetlenebilir;

  • Ağır yükler için önemli bir taşımacılık avantajı sağlar.
  • Karayolunda oluşan geçiş ücretlerinin ve ek maliyetler ortadan kalkar.
  • Dalgalanan yakıt fiyatlarından etkilenmez.
  • Araç ve personel gereksinimini azaltır, araç maliyetleri düşer.
  • Uygulanan yasaklardan istisna sağlar.
  • Denizyolu ve demiryolu ile yüksek taşımacılık güvenliği sağlanır.
  • Trafik sıkışıklığını azaltır (trafik yoğunluğu/kazalar azalır).

Taşıma modu ve ekonomik yararları ile birlikte ekolojik yararlarını da belirtmek gerekirse; karayolu ile çok sayıda araç ile yapılan taşıma yerine, demiryolu ve denizyolu ile büyük miktarların tek seferde taşınması sayesinde, çevre ve iklim dostu taşımacılık biçimi ile daha düşük COsalımı sağlar ve iklim değişikliği sorununa olumlu katkı yapar.

Üçüncü Köprünün Lojistik Sektörüne Faydaları

shutterstock_135507167

Yapılacak yeni köprünün sektörde planlama gücünü arttırırken maliyetleri de azaltması bekleniyor.

Lojistik sektörüne yaraması planlanan üçüncü köprü inşaatı hızla devam ediyor. İstanbul’da günde ortalama 1500-1600 araç trafiğe katılıyor ve bu araçlar var olan araçlara eklenince trafik katlanabilecek durumlardan çıkıyor. Üçüncü köprü ise bir umut olarak görülüyor. İnşaat tüm hızıyla devam ederken şuana kadar toplam 50,6 milyon metreküp kazı, 21,8 milyon metreküp dolgu çalışması yapıldı. Tamamlandığında ise dünyanın en büyük asma köprülerinden biri olacak olan bu köprünün, sektörde planlama ve yakıt tasarrufu konusunda yararlı olacağı belirtiliyor.

Açıklanan rakamlara göre, şu an üçüncü köprü inşaatında 6 bin 500 işçi ve 600 mühendis çalışıyor. Yapım maliyeti ise 3 milyar dolar civarında olacak.

Dur-Kalk’ların Azalmasıyla Büyük Tasarruf Bekleniyor

Tır ve kamyonların üçüncü köprüye transferiyle dur-kalk’tan kaynaklanan yakıt maliyetlerinin azalması bekleniyor. Kulağa büyük bir tasarruf yaratacakmış gibi gözükmese de, 6,7 milyar TL’lik bir tasarruf azımsanmayacak seviyede. Sektör yetkilileri, dev yatırımların lojistik sektörüne önemli oranda katkı sağladığını belirterek, TIR ve kamyonların üçüncü köprüye transferiyle geçişlerin hepimiz için rahat ve tasarruflu olacağı söylendi. Nitekim üçüncü köprüye ek olarak yapılan Kuzey Anadolu Otoyolu, üçüncü havalimanı ve İzmit Otobanı gibi projelerle şuanda yapılmakta olan ticaretin %20 artacağı planlanıyor

Afet lojistiği depreme hazırlanıyor

‘Sıfırıncı dakika müdahale’ hedefiyle ülke çapında 27 lojistik merkezi kuruluyor. İşletme ve tüm taşıma işlerini Alternatif Lojistik üstlendi. İstanbul için Kocaeli’de büyük bir merkez inşa ediliyor

Afet lojistiği depreme hazırlanıyor